Hakkımızda

2020 yılından bu yana…

Hikayemiz,

Barbaros Farm 155 dönüm arazinin üzerine konumlandırılmış 70 yıl boyunca bakirliğini ve doğallığını korumuş bir arazi. Biz de onun bu doğallığının kıymetini bilerek 2019 yılında çevre tasarımı ile başlayarak 2020 yılında ilk toprağımızla ata tohumlarımızı buluşturduk. Seramız, zeytinliğimiz, meyve ağaçlarımız, bostan alanlarımız, solucan tesisimiz, kompost ünitelerimiz, mutfağımız, atölye ve üretim alanlarımız mevcut.  Çiftliğimizdeki tüm mahsulümüz organik tarım sertifikasına sahip ancak biz üretimimizi doğa tarım olarak ifade etmeyi tercih ediyoruz. Tohumumuzdan fidemize, Fidemizden mahsulümüze kadar doğaya, insana saygılı. Toprağımızda var olan her bir canlının varoluşunun bir nedeni olduğuna inanarak bir bütün olarak sistemimizi tasarlıyoruz. 

Sürdürülebilirlik en önem verdiğimiz nokta. Arazimizde ilk iki yıl ekimlerimizi olası hedeflerimiz doğrultusunda dikiyorduk lakin bu varsayımlara dayalı dikimlerde suyumuzu, enerjimizi, tohumumuzu efektif kullanamıyorduk. Bazen işler hayal ettiğimiz gibi de gitmeyebiliyordu. Evet biz sürdürülebilir bir çiftliğiz ürün fazlalığımızı hatta çöpümüzü bile dönüştürebiliyoruz. Ama biyolojik çeşitlilikte bizim için önemli ve değerliydi. O yüzden bu sene ekim sistemimizi kişiye özel bahçe (aslında topluluk destekli tarım) sistemine geçirmeye karar verdik.  Peki nedir bu sistem?  Aslında tarımda çok uzun süredir var olan TDT, üretici-tüketici bağının güçlü olduğu gıda topluluğu/dayanışma modelidir. Tüketicinin bir üretici ile sözleşme yaparak sezonluk alım garantisi vermesini, ön ödeme yapmasını, tarımsal riskleri ve ödülleri paylaşmasını içerir. Arazimiz de uygulayacağımız bu sistem için başvuran tüketicilerimizle kendi mutfaklarının ihtiyaçları doğrultusunda ortak bir bahçe tasarımı yapıyoruz. Bu bazen 150m2 oluyor bazense 3 dönüm ☺ Tüketicilerimiz bu üretim sürecinin içerisine istediği kadar dahil olarak permakültür sisteminde dizayn edeceğimiz bahçelerini bir eğitim bahçesi olarak da kullanabiliyorlar. Doğru ürün yetiştirme, hasat ve hatta ürün fazlalıklarının değerlendirebilecekleri kadim kiler kültürü atölyelerimize katılabiliyorlar. Böylelikle biz suyumuzu, tohumumuzu daha efektif kullanırken, tüketicilerimizde doğru gıdanın yolculuğu birebir gözlemleyip deneyimlemiş ve gıdalarının kilerlerinde ki dönüşümlerinide öğrenerek gıda israfının önüne hep beraber geçmiş oluyoruz.

Biz çiftliğimizde doğru tarımı, tohumu, mahsulü önemsediğimiz kadar bulunduğumuz bölgede ki bereketli tarım arazilerininde önemini de tüm ziyaretçilerimize gösterebilmek. İlçemizin de ki turizmin sadece deniz ve eğlence değil bereketli toprakları, muhteşem doğasıyla da var olduğunu ve bu deneyim zenginliğini hissettirebilmek. Unutulmaya yüz tutumuş kadim zanaatları (sepetçilik, marangozluk vb.)tekrar hatırlatmak, yaşatabilmek için çiftliğimizi AGRO turizm üyesi yerel deneyimler merkezi olarak 12 ay yaşayan bir yaşam merkezi olarak tasarlamaya devam ediyoruz. Bizim için sürüdürlebilirlik doğayı hissetmek ve onunla bir olabilmek . 20 dönümlük çamlık alanımızda bulunan  mutfağımızda özel şeflerle beraber düzenlediğimiz tarlamızın ürünlerinden oluşan farm table etkinliklerimiz , tarım ve permakltür eğitimlerimiz,  yerel deneyimler ve kadim zanaatlar ilgili atolye çalışmalarımız ve tabi ki sürüdürlebilir sanat- müzik etkinliklerimizle herkezin kendinde bir parça bulabileceği yaşayan , öğreten bir sürdürüleblir bir çiftlik olmak hedefimiz.

Yol Haritamız